5 Eylül 2009 Cumartesi

ADAMI HAYATTAN SOĞUTAN DETAYLAR


Öyle detaylar vardır ki...en mutlu en heyecanlı anımızın ortasında lönk diye düşer ve hayatta karşı bıkkınlık hissi uyandırırlar...
Bazılarıysa insanlardan soğumamıza neden olur." Lanet olsun ullaayyn" dedirtirler bize...
İşte bunlardan birkaç örnek...

+Keyfinizin yerinde olduğu sırada "çatt" diye tırnağınızın kırılması.
+Evde heyecanla bir şeye yönelirken sandalye, dolap ve bilimum eşyalara ayak serçe parmağınla tekme atmak.
+Kedinizi severken durup dururken suratınıza pençe atması.
+İnternette geyiğin dibine vurduğunuz sırada elektriklerin gitmesi.
+Çok beğendiğin o ayakkabının numarasının kalmamış olması.
+Fön çektirdiğin günde "süpriz" hava bulutlarının yağmur yağdırması.
+En sevdiğin rujunun bitmesi ve aynısının bir daha üretilmemesi.
+En sevdiğiniz şarkı başladığında mp3ünüzün şarjının bitmesi.
+Kuaföre saçlarınızın "kırıklarını aldırmak" için gitmeniz ve eve "kuş" gibi dönmeniz.
+En sevdiğiniz grubun konserinde önünüzde hep uzun boylu develerin olması ve aralardaki boşluklardan grubu izleme durumu.
+Sevgilinizle yaptığınız "harika bir gün" planının çıkan küçük bir tartışmanın büyümesiyle suya düşmesi.
+Mont vs giydiğiniz günde havanın birden açması ve bütün gün elde montla dolaşma zorunluluğu.
+Yemek sonrası yaşanılan şişkinliğe rağmen, anne ısrarıyla sofra toplama zorunluluğu.
+Fotoğrafçılık kursuna fotoğraf makinası sahibi ol(a)madan gitmek.(düşman başına)
+Burger king önünde yapılan randevular..
+Ciddi anlamda fikrini öğrenmek istediğiniz arkadaş, sevgili ya da onun gibi birinin size "sen bilirsin" demesi.
+Sabah uyanıp, kalkmak için hamle yapıldığında bacağa giren destansı kramplar...
+Hayranı olduğunuz ünlünün makyajsız halini görmek..
+En sevdiğiniz kedinizin evden kaçıp bir daha geri gelmemesi.
+Tam evden çıkarken üzerinizdeki giysinin lekeli olduğunu farketmek.
+Evden çıkıp uzunca bir yol aldıktan sonra cep telefonunun evde unutulduğunu farketmek.
+Cep telefonunu almak için eve dönmek ve telefonun aslında cebinde olduğunu farketmek(benbunuyaşadım).
+Eskiden "ezik" diye tabir ettiğimiz insanların bugün "cool" tavırlar takınması.
+Ali'nin eski sevgilisini Veli'yle, Ayşe'nin eski sevgilisini Fatma'yla görmek...(işin garibi hepsinin yakın arkadaş olması.)
+Yine güzel geçmesini planladığınız bir günün aşırı alkol nedeniyle, kusmuk ve hayal kırıklığına bulaşması.
+En yakın arkadaşınızın evlenmesi(buraya kadar her şey güzel) ve yeni bir hayatla her şeyini kocasına ve ailesine adaması(işte sıkıntı burada).
+Bloğa özene bezene yazdığınız yazının hiç beğeni ve yorum görememiş olması(ÖLDÜRÜCÜ DARBE:p)


Şimdilik bu kadar.
Eklemek istediğiniz şeyler olursa beklerim canlarım :)

1 Eylül 2009 Salı

hayat için bir b planı yaptın mı?

Hayaller, hedefler, istekler peşinde koşturuyoruz.Emekliyoruz, sürünüyoruz kimi zaman yürüyoruz kimi zamansa ayaklarımız kıçımıza çarpa çarpa koşuyoruz varışa ulaşabilmek için.Kimimiz yarı yolda pes ediyor kimisi belki aynı hırsla belki bezmiş bir vaziyette devam ediyor yoluna.

Sürekli büyüyoruz, sürekli değişiyoruz, sürekli yeni şeyler öğreniyoruz. İsteklerimiz sürekli değişiyor, sevdiklerimiz de değişiyor, zevklerimiz, paylaşımlarımız...ihtiyaçlarımız.

Berbat bir sistemin parçasıyız, neyin ne olduğunu bilmeden çeşitli yollara itildik. Tercihlere zorlandık.
Ya da istemediğimiz şeyleri istiyormuşuz sandık. Senin için akıllı planlar akıllı bir yol haritası yapılmadı büyük ihtimalle. Öleceğimiz ve bu dünyada geçici olduğumuz gerçeğini düşünürsek şu kısa hayatta istemediklerimiz uğruna savaşmak ne kadar da saçma değil mi?

Şimdi şöyle bir bakalım bir elimizde aceleyle yazılmış çizilmiş buruşturulmuş bir hayat var.
Ötekindeyse bomboş ve bembeyaz....

Başkalarının hayalleri mi?
Yoksa kendikilerin mi?