19 Mayıs 2008 Pazartesi

görünmez ve görülmez


gereksiz insanlar ve gereksiz sorulardı belki de bunlar...bir dostun dediği gibi "kimseden beklentimiz olmadığı" içindi bunun nedeni.varlıkla yokluk arasında sıkışmış gibiydik,gibiydim,gibiydi yada herneyse işte...var mıydım ben?yada ne için vardım eğer varsam,peki varolanlar ne için vardı,neyim için vardı ve benleler idi.yada benle değiller miydi?sorular sormamın nedeni olmayışlarıydı sanırım,birşey yoktu.o olmayan şey beni düşündürdü bu kadar demek.biryerlerdeyim ve birileriyleyim belki ama belki de değilim.yokmuşum gibi hissediyorum,somutluğumu tartışıyorum kendi içimdeki soyut ruhumla,istiyorum birşeyler yada istemiyorum,üzülüyorum yada umursamıyorum olanı veya olmayanı.ikisinide hissediyorum azar azar.sıkışık ve rahat,sıcak ve soğuk,yalnız ve yalnız olmayan biri var aynada baktığımda..gözyaşlarının akmasıyla,kahkalara boğulması paralel olan bir ben.sorunsuz ama aslında belki de sorunlu biri var gölgemde.

herkesin kendi hayatı var,benimde kendi hayatım var,sanırım ihtiyacım olmayan insanlarlayım,onlarında bana ihtiyacı yok,kısa zamanlı çıkar ilişkisi gibi birşey bu ilişki ağı sanki.yoksa haksızlık mı ediyorum.hadi canım etmiyorum.

bi insan yığını içindeyim,beklentisizliğim ve beklentilerimle kendimleyim,kimse yok,var ama yok,ben de yokum zaten,var mıyım ben,görüyor musun sen beni,sanmıyorum....göremezsin:)

yalnızlığım...

Ne demeli? ..

Nasıl anlatmalı? ..

Ne yazmalı bu dar ve parlak yüzeye? ..

Sıradan bir yalnızlık benimkisi...

Kiminkinden farkı var? ..

Kelimelerden cümle kurma yeteneğim,

benim yalnızlığımı sadece belgelenmiş bir 'anı' yapar...

Herkesinki gibi bir yalnızlık bu...

Yangın yerinde hareket edememek gibi...

Hiçbir teselliye boyun eğmeyen...

Laftan, sözden anlamayan bir yalnızlık bu da...

Asi... Onurlu... Ümitsiz...

Hiç kimseninkinden farkı yok...

Sabah ezanından hemen sonra...

Durduk yere arabanın camını açıp...

İstanbul'un tam ortasında, sesim kısılasıya geceye O'nu bağırmak...

'Seni seviyorum'u öfkeye dönüştürmek...

Bu koca kente O'nu haykırmak...

Dudaklarımın önce titremesi...

Sonra gözlerimin dolması...

En fazla ağlamak ıslak caddelere...

Elimin ayağıma dolaşması...

Salaklaşmak...

Farklı mı yapar benim yalnızlığımı? ...

Duysaydı... Belki...

Duymadı... Duyulmadı...

Zeki Kayahan Coşkun

9 Mayıs 2008 Cuma

ben...

-yalnız yürürken,ders dinlerken,sahnede konuşurken asık suratlıyım
-yağmuru çok severim gece gündüz farketmez fırlarım sokağa
-ensedeki dövmeler bana çok çekici gelir
-her erkeğin kaşında piercing olmalı sanki
-kıvırcık saçlı insanlara hayranım
-oldukça soğukkanlıyım
-acı çekmekten korkmam
-istediğim şeyi elde edene kadar uğraşırım
-bazen fazla insancıl olduğumu düşünürüm ama aynen devam ederim
-bazen çok dengesizim herkesi,herşeyi kendimi bile boşveririm
-sorumsuzca davrandığım zamanlar çoktur
-ciddi bir uyku sorunum var
-beni tanımayanlar bana genelde uyuz olurlar,tanıyınca da "aaaa hiç öyle değilmişsin" derler
-insanların bana karışmaya çalışmasından nefret ederim
-sakinleşmek için yaptıklarım; yazı yazmak,gitar çalmak,şarkı söylemek,makyaj yapmak
-fotoğraf çekmeye bayılıyorum,adam gibi bir makinamın olmayışı beni üzmekte...
-8 kedim var,onları severken öldüreceğim diye korkmaktayım
-kendimi ifade etmeyi seviyorum
-bilgisi olmadığım konular hakkında tartışmaya girmem
-en büyük hayalim müzisyen bir sinema yönetmeni olmak ve 40tan sonra bar işletmek
-ilişki bölümünü boş bırakıyorum...boş.
-bitti benimki:)

2 Mayıs 2008 Cuma

ne istiyorum biliyor musun?

herkez özgür olsun bu ülkede,ama benim özgürlüğüm senin özgürlüğünü kısıtlamasın,eşit olsun herkes devlet önünde,yasalar önünde,cebi daha şişkin olan daha az ceza yemesin mesela,yada cebi daha şişkin olan daha iyi sağlık hizmetlerinden yararlanmasın,özgür olsun basın,haksız hükümette olsa,askerde olsa korkmadan söyleyebilse gerçekleri ortalıkta,doğudaki de batıdaki de iyi eğitim alabilsin,para=güç olmasın,sevişmek için sevmesin insanlar birbirlerini,karşılığını görmek için iyilik yapmasın insanlar,güzel bir bayan görünce insanlar arkalarını dönüp bakmasınlar ya da,çirkin sözleriyle utandırmasınlar onları,herkes sevdiği işi yapsın,ve yaptıkları işi ekmek parasını kazanmak için değil zevk aldığı için yapsın,babalar,abiler kızlarını,kardeşlerini merak etmek zorunda kalmasınlar onlar dışarda iken."sanat" için soyunma keşke gerçekten "sanat" için olsa. kemikleşmiş kalıpları kırıp çıkabilsek içlerinden aydınlığa doğru,kademe atlamak için arkadaşlarımızın üstüne basıp geçmek zorunda kalmasak keşke,alevi,kürt,ermeni utanmasa açıkça söyleyebilse soyunu sopunu,solcuysan eğer kürtsün demese insanlar keşke,keşke dini,çeteleşmeyi,milliyetçiliği harman yapıp bu örgüt ile üniversitelerde terör estirmese bazı insanlar,kutuplaşmayı bırakıp birlik olmayı denesek keşke,dinlemeyi öğrenebilsek,hem okuyup hem gezerek öğrenmeyi bilsek,"reklam" için "para" için "güç" için düşüncelerimizden ödün vermesek keşke."para" ile "medya özgürlüğü" satın alınmasa keşke,keşke bilmem ne ülkesinin bilmemne bakanıyla kanka olma gereği duymasa başbakanımız bazı "çıkarlar" için,eğitim ezbercilik anlayışıyla sürdürülmese,anlama,uygulama ve yorum yapabilme yetileriyle bir sistem oluşturulsa,üniversiteden mezun olan öğrenciyi şirketler kapışsa keşke.
benim dinimi sormasa kimse keşke,müslüman olmam gerekiyormuş gibi sorular sorulmasa ya da benden bekledikleri şeyleri göremediklerinde hayal kırıklarına uğramasalar,inançlar olması gerektiği gibi insanın içinde yaşadığı şeyler olsa,kafaya yada boyna takılıp dolaşılmasalar keşke.

keşke bu "keşkeli dünyamda" keşkesiz yaşama imkanım olsaydı:)