22 Ağustos 2010 Pazar

Kırmızı Gözlü Kadın ve Hallenmeleri

Sol gözümün akı olmuş kıpkırmızı. Dudağımdaysa kocaman şiş(halk arasında uçuk) adeta küçük Pelin olmuş gayette yerleşik hayata geçmiş duruyor. Belimde yine titreşimli kemerim “tembel işi spor” yapıyorum. Böyle bir sağlıksız, bir halsiz, bir bezgin hissediyorum kendimi.

Kafamda fikirler dolanıp duruyor. Korkuyorum giriştiğim işi batırırım diye ama her şey güzel giderken resmen naz yapıyorum kıllanarak. Güzel güzel, olumlu olumlu mailler bekliyorum. Olumsuzları görmezden geliyorum.

Sonra aklıma yine “limon” düşüyor. Ulan diyorum tam kafamdaki standartlara uygun biriymiş aslında o. Sadece yalnış kişide vücut bulmuş. Sonra içimdeki şımarık piç “banane yaa onu istiyordum ben” diyor. Bense ona “dönüşte alırız” diyorum. İnsanın istediği şeyi başaramaması, elde etmek istediği şeyi veya adamı ağına düşürememiş olması ve bunu kabullenme süreci inanılmaz trajedi. Baksanıza hala etkileri sürüyor.

Hani diyorum neyse ki koca bir yazı bomboş geçirmedim, tatlı bir heyecan yaşadım en azından falan. Ne tatlı heyecanı bildiğin bungee jumping tadında adrenalin yaşadım. Yılın “cesur ve güzelcene aşık” ödülünü almaya hak bile kazandım halk(arkadaşlar) arasında. İyi oldu iyi, boş durmaktan iyidir platonik olmak.

Kırmızı sol gözüm acıyor. Sol yanımsa hafif çatlak, sızıntı yapıyor mideme doğru, ekşitiyor, ağrıtıyor, şu hafif serinlemiş yaz gecelerinde üşümeme yol açıyor.

Hiç yorum yok: