5 Ocak 2008 Cumartesi

Mars

Pencereden esen serin rüzgar hafif dokunuşlarınla gıdıklamıştı ayaklarımı üşütmekle beraber.Ben yine aynı şeyi yapıyor,düşünüyordum.köşeme çekilmiş farkına vardığım imkansızlıkların inkarında direniyordum.hayat mars etmişti sanırım yıllar sonra beni.ve şimdi düşüncelerimi koltuğumun altına alıp gitmem gerekiyordu sanırım.sanırım….hep sanılarla geçmedi mi sanki hayatım?ne uğruna mücadele ettim ki ben? Düşündüklerim ,yaptıklarım,yapacaklarım,yapmadıklarım,savunduklarım bir günde olsa yanımda oldular mı?hayır hayır hep mücadele veren ben olmayacağım.herkesin yaptığı aynı şey değil mi pes etmek?ama artık “herkez” lerle yaşamayacağım hatta yaşamayacağım.istiyorum ki artık yoruldum ve gidiyorum demeyi...mücadelelerle yaşlanmayacağım…benden bu kadar belki ama ardımda ne düşüncelerimi ne savunduklarımı ne sevgilerimi hiçbir şeyi bırakmayaca-ğım hepsini benle götüreceğim.televizyonun üstündeki yeni bileylettiğim makası elime aldım …daha kesin ve keskin vuruşlar için idealdi.yaşadıklarım ve yaşatanlar sayesinde hayatımla beraber gözümde kararmıştı zaten.hafifçe yaklaşıp aniden esip geçtim bileklerimden….soğuk bileklerimden akan sıcacık ve yoğun kanım içimi ısıttı ve yaşamanın ne kadar zevk içinde acı olduğunu hatırlattı sanki hiç aklımda yokmuş gibi.yere bıraktım kendimi hızla akan kanımı izlerken düşündüm insanları,hayatın iniş çıkışlarını…ama gözümün önünden geçirmedim hayatımı…hatırlanması gereken güzel şeyler yoktu çünkü.belki bu yüzden şuan bu halde tek bir gözyaşı bile dökemeden ölümümü izliyorum.tanıdık bir baş dönmesi belirdi sonra bünyemde,sanırım yaklaşıyordu Azrail,bir an düşündüm üzüldüm anneme,yaşasaydı ve görseydi şu halimi ne kadar üzülürdü kimbilir...iyi ki ölmüş dedim içimden ve bekle geliyorum dedim…kapadım gözlerimi ve artık belirsizleşmeye başlıyordu her şey,sanırım ve yine sanırım bu son yolculuktu,hayallerim yitip gitmiş umutlarım,beklentilerim ve hayal kırıklığımla gidiyorum son defa…ve hayat bu kez son defa hoşça kal…

Hiç yorum yok: